ikinci dünya savaşı'ndan hemen önce, nazilerin almanya'daki yükseliş dönemlerinde, tarih vermek gerekirse 1934-1935 arasında sonuçlanan bir polisiye öykü üzerine kurgulanmış bir roman. başkomiser gereon rath'ın kriminal dairesinden nazilerin özel olarak oluşturdukları bir üst çalışma grubuna terfi olacağı son haftadan başlıyor öykü. başlangıçta artık bir kariyer yapmak arzusuyla beklediği bu terfi, kriminaldeki son haftasında çözmesi gereken ve sıradan bir trafik kazası gibi görünen ancak aslında daha derin bağlantılar ve kolaylıkla çözümlenemeyecek bir dizi karmaşık olayın fitilini ateşleyen bir macera nedeniyle artık istemediği ve yeni görevine adapte olamadığı bir sürece dönüşüyor. eşi charlotte'nin herkesten bir sır gibi sakladığı geçmişiyle ilgili bağlantıları da içeren bu son olay gereon rath'ın kariyerinde hiç beklemediği birtakım sonuçların biçimlenmesinde büyük rol oynuyor.
bir polisiye romandan beklenen yüksek performansa sahip, anlatımı derin, karakterlerin kurguları ve olay örgüsü çok iyi çalışılmış bir eser. yazarın bir seri olarak yayınladığı ve başkomiser gereon rath'ın başrolde olduğu vakaların 7. kitabı. ikinci dünya savaşı öncesi almanya'nın nazilerin yükselişine ön ayak olan toplum yapısı, ülkedeki ekonomik açmazlar ve yüksek enflasyonla biçimlenen siyasi ve sosyal bozulma ve kirlenme, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen dürüst birkaç polis ve emekli polis (yeni detektif) tarafından her şeye rağmen adaletin yerini bulması için verilen çaba bütün canlılığıyla anlatılıyor romanda. serinin ilk romanından başlamadığım için hayıflansam da (gereon rath karakterinin psikolojik kurgusunun ilk kitapta daha geniş ortaya konulduğunu düşünerek), iyi-kötü karşıtlığı tuzağına düşmeden, hatta kişisel problemleriyle ve ne yaptığını her zaman çok planlamayan, bazen burun kıvırabileceğimiz sürüklenmeleriyle bu sıradan başkomiserin gerçekçiliği en doğru kitaptan başladığımı bile düşündürdü sonunda. yine de serinin baş kahramanının vurdumduymazlığını yaratan meseleler için ilk kitaplardan başlayarak okumak iyi olacak. yaşamın içinden, iddiasız ama işini düzgün yapmaya çalışan insanların bir araya gelmiş olağan hikayeleri, olağanüstü koşullarda, nazi almanyası gibi toplumsal histerinin ayyuka çıktığı bir ortamda benzersiz bir maceraya dönüşebiliyor demek ki.
uzun zamandır okurunun edebiyat zevkini yok saymayan, alengirli cinayet, soygun kurgusuna yoğunlaşıp diğer ayrıntıları atlamayan, üstünde dikkatle çalışılmış diyaloglarla zihni besleyen bir polisiye okumadığımı fark ettirdi bu kitap bana. bu türü sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.
ilk kitaptan başlamak iyi olabilir gerçekten. aslında benim favorim charly olduğu için onun karakter gelişimini de ilk kitaptan başlayarak öğrenmek iyi oldu .
Kitap incelemeleriniz harika, okurken cok keyifle okuyorum🤍📚